Ana içeriğe atla

Gezgin'e dönüş

Gezgin'in fırtınası atmosferde yayılırken girdaplar halinde aşağı iniyordu ruhu. Bir türlü merkezine çekilemeyen, andaki varlığında durulamayan bir savrulmuşluk gibi hissediyordu kendisini. Sanki merkezine çekilse o merkez o kadar yoğunlaşacaktı ki belki de kendi içine çökecekti aynı bir kara delik gibi. Bu yüzden mi çekilemiyordu diye düşündü. Merkezine çekildiğinde yanına yaklaşılamayacak yoğun mu yoğun, geçirimsiz bir kayaya dönüşeceğinden mi korkuyordu? Doğası bir kayaya dönüşmesine izin verebilir miydi ki?Yalnızlık çekincesi miydi onu engelleyen yoksa?
Ruhunun yayılmasına ve dağılmasına izin verdi. Ani bir hareket belki ivmeyi arttırıp kendine bir darbe vurmasını sağlayabilirdi ama dersini almıştı Gezgin bu sefer. Acele etmeyecekti. Yavaş yavaş, kendine zaman tanıyarak, denizin kıyıya vuran dalgalarının tekrar bütüne çekilmesi gibi çekilecekti kendi içine. Belki böylece başarırdı merkezinde yoğunlaşmayı ve öğrenirdi olduğu kişiden korkmamayı.

C.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

geçmiş

Bazen her adım geçmişe doğru bir meltem -bir sahne bir koku -mutluluk bir şarkı -hüzün bir bulut -coşku ama özgürüz be kardeşim ölmedik ya daha iki ileri bir geri yürüyoruz hala..! C.

gece

geceye karışmak istemeyenlerin günleri bunlar güzel hayalleri var hala karanlığa karşı C.

Hayaller

Bir dünya hayal ettim bizim için İçine ağaçlar koydum yemyeşil, koca koca yapraklı Cilveli cilveli esen hafif  bir meltem, Masmavi bir gökyüzü, ara ara, pamuk pamuk bulutlu ve yakmayan, sadece okşayan bir güneş, neşeyle pırıl pırıl parlayan. Bizim için bir dünya hayal ettim bugün İnsanların tek derdi ya bacağındaki portakal kabuğu ya da saçının ne kadar az olduğu. C.