Ana içeriğe atla

Batılın geri gelişi

"When awesome technological powers are in the hands of a very few, and no one representing the public interest can even grasp the issues; when the people have lost the ability to set their own agendas or knowledgeably question those in authority; when, clutching our crystals and nervously consulting our horoscopes, our critical faculties in decline, unable to distinguish between what feels good and what’s true, we slide, almost without noticing, back into superstition and darkness.”  Carl Sagan, 1995.

"O harika teknolojik güçler sadece bir kaç kişinin elinde olduğunda ve kamu yararını temsil edenler konunun ne olduğunu idrak dahi edemediğinde; insanlar kendi gündemini oluşturma yeteneğini kaybettiğinde ve otorite sahiplerini bilgi sahibi olarak sorgulamadığında; kristallerimizi sıkı sıkıya kavrayıp, endişeyle burçlarımıza danıştığımızda, eleştirel bakışımız düşüşe geçtiğinde, iyi hissettirenle doğru olanın ayrımını yapmaktan aciz kaldığımızda; işte o zaman, neredeyse hiç farketmeden tekrar batılın ve karanlığın içine kayarız." Carl Sagan, 1995.

posted from Bloggeroid

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gizemli Orman

Boya boya Kalemler bitene Sen tükenene kadar boya Kuşlar Yusufçuk Ejderha Sarayı Yasak Ağaç Kraliyet Bahçesinde Tavşan Efendi'nin sıradan bir günü C.

ölüm-hayat-döngü

Bir keresinde öldüm ben. Biliyor musun Fark etmedi kimse. Tabutumu kaldırmadılar. Dua okunmadı hiç benim için. Helvam yenip Hikayelerim anlatılmadı. Oysa pek de çok hatırlanası, Paylaştığım anılar vardı insanlarla. Sandılar ki Yaşıyorum hala. Yüzüme baktılar; Görmediler ruhumu Ama fark etmediler de nerede. Kendi tabutuna saklanmış kendi içinde. Kendi karanlığına sığınmış. Sandılar ki Üzgünüm sadece Bir süre sonra onu da unuttular Kanıksandı yeni halim. Dolaşıyordum hala yaşayanlar arasında ve Sanıyorlardı ki yaşıyorum hala. Yürüyordum ya ondan. Ben de kanıksadım kendimi. Sandım ki yaşam böyle olur. Çünki baktım baktım Ayniyet herkeste. Herkes yürüyor ama Kimsenin ruhu görünmüyor. Ölülerin arasında bir ölü daha olmuş ne fark eder... Sonra acı geldi tekrar. Acı gelince anlar insan Hala yaşıyorsun. Ölülerin canı acımaz çünki. Yanılmışım... Şaşırdım. Nefes aldım tekrar. Ben yürürken-düşünürken Tabutum okyanusa karışmış Kapağını da biri açıvermiş A...

Duvar ve Anka

Kimileri O'nun Habil'le Kabil'den beri orada olduğunu söylüyor. Sözde, Kabil, Habil'i kıskançlıktan öldürdüğü zaman bir anda yükselmiş yerden. Ama Kabil'e sorsak, belki de o da O'nun hep orada durduğunu iddia eder. O'nun varlığının nedeni olarak Habil'i görmüş, Habil'i ortadan kaldırırsa O'nu da yıkabileceğini düşünmüş olmalı...Kabil, Habil öldüğünde bile asıl aşmaya çalıştıgı şeyi aşamadığını görünce kendisi ne kadar yıkılmıştır; o kısmını Rab bilir. Ne de olsa kavganın asıl nedeni onun kimin hediyesini beğendiği değil miydi? Fakat bizce de bilinen bir gerçek var ki, O oraya dikileli beri, iki taraftakiler de temkinli gözlerle süzerler berikisini. Diğer tarafa doğru hamle yapmadan, sadece bakarlar. Ya korktuklarından ya umursamadıklarından... Zaten adını anmak şeytanı çağırmakla bir derler, aklınıza düştü mü onu aşma ateşi, artık kaçışı olmazmış. Bazıları varmış ki yanıp kora dönene dek uğraşıp durmuşlar hayatları boyunca. Böylelerinin hayat...