Ana içeriğe atla

sonunda aydınlık var

"gılgamış,akrep-insan'ın dediğini yaptı;
ormanda güneşin yoluna girdi,
güneşin doğduğu dağa doğru.daha bir fersah yol gitmişti ki,
etrafını saran karanlık koyulaştı. bir ışık yoktu
gılgamış önünü arkasını göremiyordu.
iki fersah yol gitti,ama karanlık arttı.
bir ışık yoktu.gılgamış önünü arkasını göremiyordu.
üç fersah yol gitti,karanlıkta arttì.
bir ışık yoktu, gılgamış önünü arkasını göremiyordu. 
dört fersah yol gitti,karanlık daha da arttı. 
bir ışık yoktu,gılgamış önünü arkasını göremiyordu.
beş fersah yol gitti karanlık arttıkça artı.
bir ışık yoktu.gıgamış önünü arkasını göremiyordu.
altı fersah yol gitti.karanlık arttı yine;ne önünü ne arkasını göremiyordu.
yedi fersah yol gitti.karanlık daha da arttı.
artık önünü arkasını göremiyordu.
sekizinci fersahı geçince aklayıp inlemeye başladı.ne önü ne arkası görünmüyordu.
dokuzuncu fersahtan sonra güney ruzgarının serinliği çarptı yüzüne;ama karanlık yoğun ve derindi.ne önü ne arkası görünüyordu.
onuncu fersahtan sonra yolun sonuna gelmişti.
onbirinci fersahtan sonra;sabahın ilk ışıkları görünmeye başladı.
ve onikinci fersahtan sonra,
güneş ışıkları bir sel gibi akmaya başladı."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gizemli Orman

Boya boya Kalemler bitene Sen tükenene kadar boya Kuşlar Yusufçuk Ejderha Sarayı Yasak Ağaç Kraliyet Bahçesinde Tavşan Efendi'nin sıradan bir günü C.

ölüm-hayat-döngü

Bir keresinde öldüm ben. Biliyor musun Fark etmedi kimse. Tabutumu kaldırmadılar. Dua okunmadı hiç benim için. Helvam yenip Hikayelerim anlatılmadı. Oysa pek de çok hatırlanası, Paylaştığım anılar vardı insanlarla. Sandılar ki Yaşıyorum hala. Yüzüme baktılar; Görmediler ruhumu Ama fark etmediler de nerede. Kendi tabutuna saklanmış kendi içinde. Kendi karanlığına sığınmış. Sandılar ki Üzgünüm sadece Bir süre sonra onu da unuttular Kanıksandı yeni halim. Dolaşıyordum hala yaşayanlar arasında ve Sanıyorlardı ki yaşıyorum hala. Yürüyordum ya ondan. Ben de kanıksadım kendimi. Sandım ki yaşam böyle olur. Çünki baktım baktım Ayniyet herkeste. Herkes yürüyor ama Kimsenin ruhu görünmüyor. Ölülerin arasında bir ölü daha olmuş ne fark eder... Sonra acı geldi tekrar. Acı gelince anlar insan Hala yaşıyorsun. Ölülerin canı acımaz çünki. Yanılmışım... Şaşırdım. Nefes aldım tekrar. Ben yürürken-düşünürken Tabutum okyanusa karışmış Kapağını da biri açıvermiş A...

Duvar ve Anka

Kimileri O'nun Habil'le Kabil'den beri orada olduğunu söylüyor. Sözde, Kabil, Habil'i kıskançlıktan öldürdüğü zaman bir anda yükselmiş yerden. Ama Kabil'e sorsak, belki de o da O'nun hep orada durduğunu iddia eder. O'nun varlığının nedeni olarak Habil'i görmüş, Habil'i ortadan kaldırırsa O'nu da yıkabileceğini düşünmüş olmalı...Kabil, Habil öldüğünde bile asıl aşmaya çalıştıgı şeyi aşamadığını görünce kendisi ne kadar yıkılmıştır; o kısmını Rab bilir. Ne de olsa kavganın asıl nedeni onun kimin hediyesini beğendiği değil miydi? Fakat bizce de bilinen bir gerçek var ki, O oraya dikileli beri, iki taraftakiler de temkinli gözlerle süzerler berikisini. Diğer tarafa doğru hamle yapmadan, sadece bakarlar. Ya korktuklarından ya umursamadıklarından... Zaten adını anmak şeytanı çağırmakla bir derler, aklınıza düştü mü onu aşma ateşi, artık kaçışı olmazmış. Bazıları varmış ki yanıp kora dönene dek uğraşıp durmuşlar hayatları boyunca. Böylelerinin hayat...